ŞİMŞEK BAŞKALDIRDI!
Uzun bir aradan sonra yazacağım bu maç kritiği çok uzun olacak. O yüzden, okumayı sevmeyenler hiç başlamasınlar ki cümlelerim yarım kalmasın!
Öncelikle maç öncesinden başlayacağım. 11’i öğrendiğimde eleştirdim. Şimdi de bu kadronun yanlış olduğunu, isteyenle tartışırım bunu baştan söylemek istiyorum.
Kadir Güren, Mehmet Korkmaz, Erhan Özoğlu’nun aynı anda oynadığı bir orta saha mümkün değil skor üretemez. Ancak skoru tutar.
Kadir ön liberodur, ayrı tutalım.
Ama hücum yapmasını beklediğiniz iki isim, ileriye top taşıyamayan, ağır ve temposuz iki isimse bir kere gol atmanız zaten zordur. En fazla oyunu tutarsınız... skor üretemezsiniz.
Geçelim maça.... Taraftarın her yeri tıklım tıklım doldurduğu ve organize olarak müthiş destek verdiği bir ortamda 19.saniyede Oğuzhan’ın topun üzerinden atlaması ile golle burun buruna kalan Mehmet Korkmaz yüzümü kara çıkarıyordu ki nasıl yaptıysa topu dışarıya attı.
Bu saniyeden sonra, kimse demesin ki Kütahyaspor tek kale oynadı!
Uzunca bir süre pozisyon bulamadık.
Eski oyuncumuz ki bugün santrafor oynadı Ulucak’ın 9 numarası Hüseyin Vardar.. Enfes bir şut attı ve üst direkten döndü.
Hemen sonraki atakta da 8 numaraları golle burun burunayken Erol ayak koydu.
Murat Elmas’ın kaptırdığı topta da erken uyanan kalecimiz Burak karşı karşıya pozisyonu sakatlanmak pahasına kurtardı.
40.dakika da tabela 3 haftadır olduğu gibi yine erken kalktı ve Erhan Özoğlu çıktı, Osman girdi.
Hoca bence yaptığı hatayı görüp, kabul edip; erken döndü.
O dakikaya kadar işlemeyen sol kanada sürekli kayıp top almaya çalışan Oğuzhan da nihayet forvet gibi oynamaya başladı.
Murat Elmas’ın klas şutu ve Kadir’in net pozisyonları golle sonuçlanmadı ve devre bitti.
İkinci yarıya da iyi başlamadık. Hatta kötü başladık.
Derken defalarca savunmada topla haşır neşir olan kaptan Erol Yılmaz topu kaptırdı. Hatasını telafi ederken kornere yolladığı top ağlarımızla buluştu.
Murat Korkmaz oyuna girdi ve Kadir çıktı. Risk arttı belki. Ama maç başında yanlış dediğim 3’lüden ikisi kenarıdaydı artık.
Derken soldan topu alıp hızla rakip yarı alana geçen Osman’a arkadan atılan tekmeye ikinci sarıdan kırmızı çıktı ve golü atan oyuncuları dışarıda kaldı.
Taraftar o dakikaya kadar verdiği destekten isyan moduna geçti. "Söylesene Murat hoca, bu takım neden oynamıyor?" derken oyuna girer girmez Murat’ın attığı güzel şut çataldan çıkarıldı.
Oğuzhan’ın rakibi geçip attığı harika şut üst direkten, ona vuran Hasan’ın şutu kaleciden ve tamamlamak isteyen Yasin’in ki de savunmadan döndü.
Destek hemen başladı.
Kütahyaspor Adem’in çok kötü performansıyla sağdan gidemezken Murat’ın girmesi ve Elmas’ın da sık sık hücuma katılmasıyla gol aradı.
Şutlar, gol olabilecek ataklar yaptıysa da rakibin iki stoperi rahatça bunları savurdu.
83’te Adem’de çıktı ve İsmet girdi.
Olacak gibi değildi.
Kütahyaspor 10 kişilik rakibe namağlupluğu kaptıracak gibiydi. Hatta en fazla kurtaracağı da bu unvan idi.
"Murat Hoca istifa!" Sesleri yükseldi o anlarda tribünden. 3 yıldır takımın başında bulunan hoca şoke oldu. Çünkü hiç duymamıştı bu sesi tribünlerden.
İşte Kütahyaspor futbolcuları, bu duruma adeta başkaldırdı. Orta sahanın genç maestrosu iki çalımdan sonra yaradana sığındı vurdu, çarpan top gitti gol oldu.
Sevinme zamanı değildi. Topu alan orta sahaya koştu.
Çok iyi duydum ki 2.gol Murat Şen’in eseriydi. İsmet’i beke çekip Murat Elmas’ı öne aldı. " Sen önde oyna " dedi.
Saniyeler sonra zaten Kütahyaspor’un hücum gücünün yüzde doksanını oluşturan bu “solbek” sol ayağıyla topu uzak köşeye astı. O, vururken bildi gol olacağını. İnanarak, görerek köşeyi buldu.
Yer yerinden oynadı.
Ortalığın gereksiz karıştığı yerde savunmanın bel kemiği Selim’de kızardı.
Maç bitti, 3 puan geldi.
Taraftar çağırdı, takım gitmedi. Taraftar bağırdı, takım gelmedi.
Ortam gerildi. Murat Hoca istifa sesleri şiddetlendi.
Ortalık iyice gerilince takım soyunma odasından geri geldi. "Murat Hoca takımı buraya getir" tezahüratına, çok kırılan ve galibiyet golünde gözleri dolan Murat Şen kayıtsız kalmadı. Aldı oyuncularını gitti tribünlerin önüne.
Sevinç kısa sürdü, çünkü içler buruktu.
Murat Şen… Belki de en çok kim eleştirdi derseniz, benim adımı söyler. Bugünkü kadro konusunda da olduğu gibi.
Ama 3 yıldır bazen yemeği çıkmayan, bazen bacası tütmeyen kulüpten hiç kaçmadı.
Öyle ki , geçen sene lige bir hafta kala elinde futbolcusu bulunmayan bir takımın teknik patronuydu.
O gün alel acele sağdan soldan kurduğu takımla lige girip Kütahyaspor bayrağı düşmesin diye çaba harcadı. O amaçla çıkan Kütahyaspor Bölgesel lige yükseldi.
Sene başı hocanın kafasında bazı isimler vardı.
Yönetim bir sallandı , hocanın elinde gençleri kaldı.
Yine de yola devam dedi.
Bugün namağlup Kütahyaspor son yılların en başarılı sezonunu geçiriyor diyebiliriz.
Murat Şen gider, gitmez... Mesele o değil. Ha, bana göre gitmemeli.
Asıl önemli olansa güzel insanları kırmayalım.
Kütahyaspor’u benimseyen insanlara küfürler etmeyelim... Başlarını öne eğdirmeyelim.
Abdi Aktaş’a da yaptık. Çünkü Kütahyasporluydu, kırılmazdı bize. Kırılsa da gönlü kolay alınırdı. O yüzden Turgutlu maçında o golünü attığında arkamızı dönüp tepki gösterebilirdik(!) Ama nolur yapmayın destek verin diyebilen bir adamdı sırf takımı için.
Hatalı gol yiyen Salih Aydın’a sövebilirdik (!) Çünkü Kütahyaspor’un kahrını çekerdi o, terk etmezdi gemiyi.
Muhammet’i alana Yavuz bedava diyip dönemin kaptanına sırt dönebilir, aynı maçta golü atıp takımı ipten alınca da alkış tutabilirdik(!)
Bu liste uzar gider.
Kısacası; yapmayalım. N'olur!
Takım kaybetse de hoca gitmezdi. Ama takımı onun için müthiş mücadele etti. Onlar birbirlerini seviyorlar, takım olmuşlar. Bunu bozmayalım.
Kütahyaspor yıllardır bizleri çok üzdü. Çok strese soktu. Çok kahretti. O yüzden sabırlı olun diyemiyorum kimseye. Tepkiler olur, olmaz değil. Ama kırıcı olmasın. Yıkıcı olmasın.
Kütahyaspor, bir daha Abdi’leri, Yavuz’ları, Salih’leri, Murat Şen’leri üzerek kaybetmesin.
Maçla ilgili futbolcu analizini de geçmiş yıllarda alışkanlık haline getirmiştik. Uzun zaman oldu belki özleyen, uzaklardan merak edenler vardır. Bunlar benim kendi görüşlerimdir.
Kaleci Burak’ı beğendim. Çok iyiydi ve fizikli. Kaleyi dolduruyor. Tabi daha genç. Eksikleri var. Biraz savunmayla sıkıntılar yaşadı ama kafaya futbolcu olmayı takarsa sağlam bir kaleci kazanabilir Türkiye Ligleri.
Hasan Tosun; Bir gün önce Gaybiefendi maçını izledim ve sağbek Gökçen bir kez orta sahayı geçmedi. Hasan sürekli gitti geldi. Bunu zaten yapıyor. Ama kalecinin çıkardığı bir şutu hariç isabetli ortası ya da herhangi bir şeyi olmadı. Etkisizdi.
Kaptan; Erol Yılmaz kısa boylu ve çabuk. Yerinde müdahaleleri de var ancak oyun kurmaktan çok keyif aldığı belli. Defalarca top kaptırdı. Oynadığı yerin hata kaldırır yanı yok. Kaptan belki de bugün böyleydi. Ama daha risksiz oynarsa daha faydalı olur düşüncesindeyim.
Selim Açıkbaş; Zaten transferine en sevindiğim isimlerden birisi. Çok soğukkanlı, akıllı ve pozisyon almayı bilen bir oyuncu. Topu, dan dun değil bakarak atıyor. 1.sınıf stoper. Keşke atılmasaydı. Umarım geçen sene tekmeye kafa uzatan Murat-Yunus yokluğunda onu aratmazlar.
Yasin Yılmaz’ı çok beğendim. Orta sahanın topu en iyi kullanan oyuncusuydu. Çalımları, şutları ve özellikle de pasları çok iyi. Yanında daha tecrübeli biri olsa Yasin müthiş oynar. 19 yaşındaki bir oyuncuya bütün sorumluluk verilmiş ve bunu bence müthiş yaptı. Attığı golde istemesinin ödülüydü. Tebrik ederim.
Kadir iyi niyetle mücadele eder, formasını terletir. Kötü değildi ama çok etkisizdi. Pek ortalarda görünmedi.
Erhan Özoğlu soldan bir kez bile hücum başlatamadı. Erken çıktı. Kötüydü.
Murat Elmas; Serdar Ergelen, namı diğer Carlos Serdar’dan sonra Kütahyaspor formasıyla izlediğim en iyi solbek. Ortaları isabetli şutları çok iyi. Bir gözü hep kalede. Bir solbek takımın hücum gücünün büyük bölümünü oluşturuyorsa bu takıma bir işaret olduğu gibi oyuncuya da alkış gerektiren bişeydir. Sol dış, sol iç, sağ dış, sert, plase.. Topa her türlü vuruyor. Çok beğendim. Kutluyorum oyunu ve golü sebebiyle.
Oğuzhan Pak; Kütahyaspor’un lanetli forması 9 numaranın yeni kurbanı. Pardon yeni sahibi! Kötümüydü, hayır. Müthiş şutu direkte patladı. Kütahyaspor’un golcüsü yok deniyor haftalardır. Kütahyaspor’un golcüsü var. Son bölgede pas ve şut tercihlerinde hataları var ama Kütahyaspor’un bütün beraberliklerini buna bağlamak Oğuzhan’a haksızlık olur. Maç boyunca Oğuzhan’a ara paslar, adrese teslim ortalar yapılır da goller kaçar. O zaman eleştiririz. Özgür Polat, Oktay Arıkan gibi. Ama en azından bugün, gol atmasa da Oğuzhan kötü oynamadı.
Adem Zengin bir yıldızlık oynadı. Sıfır katkıyla maçı tamamladı. Ben olumlu tek bişey hatırlayamıyorum hafızamı zorlayınca. Onunda formsuz maçına denk geldim sanırm.
Mehmet Korkmaz’da yıllardır nerede görev verilse bu formayı terletiyor. Kendisini nerdeyse her maç eleştirdim. Ama o ilk 11’in hep değişilmezi oldu. Benim bakış açımda sorun olabileceğini düşündüğüm için bu maç onu pas geçiyorum, vasattı.
Sonradan giren Osman son noktalarda iyi işler yapamasa da hem rakibi 10 kişi bıraktırdı hem de son saniyede yine ona yapılan faulde kırmızı kart çıktı. Osman bu değil. Çok daha iyi şeyler yapabilecek kapasitede. Topu ileriye taşıma da sıkıntı yok. Ama daha doğru kararlar verirse daha faydalı olur.
Murat Korkmaz gol atmasa da maçı getiren adamlardandı. Topu rakip kaleye yığdı. Habire attığı şutlar, ortalarla çok katkı sağladı. Onun yeteneklerini biliyoruz. Artık 90 dakikalık gücünü toplasın ve bu lige ağırlığını koysun istiyorum.
İsmet çok kısa süre oynadı. Artık profesyonel tecrübesi olan bir oyuncu ve olgun. Bunu takıma yansıtmalı ve bir Kütahyalı olarak daha iyi olmalı. İsmet Kütahyaspor için iyi bir futbolcu.
Velhasıl Kütahyaspor yenmesi gereken rakibi zorda olsa yendi.
Uzun aradan sonraki bu yazıda sürç-i lisan ettiysek affola…
|