Yıl 1963…TFF Başkanı rahmetli Orhan Şeref Apak heyecanla il il dolaşıyor.
İstiyor ki; futbol heyecanı tüm Türkiye’ye yayılsın. İstanbul’da kısıp kalmasın…
Yine istiyor ki; her ilin adını taşıyan bir takımı olsun. Tüm il sahiplensin.
O takım o ilin gururu, onuru olsun… Ve bunu başarıyor da…
1963′te patlayan il takımları furyası, 1969′a kadar devam ediyor.
İlk on yıl, iller arası rekabet herkesin dilinde. Türkiye’yi heyecan sarmış.
Otobüsler oluk oluk deplasmana gidiyor.Dışı takım rengine boyanmış trenler akıyor.
Yaşamayanlar için o heyecanın, o tutkunun tarifi zor bir 10 yıl… Ya sonra…
Yük çekmiyor artık…Tabiri caizse “Dede yorgun”…
Bazı illerin önderleri geleceği görüyor, takımına kalıcı çözümler üretiyor.
Sadece o günlerin heyecanını yaşamak ve yaşatmak isteyenler ise yıllar geçtikçe tel tel dökülüyor. “Şampiyon ol yeter” hevesi, o ilin tüm gücünü alıp götürüyor.
Borçlanıyorlar… Ödeyemiyorlar… Üstelik çekip gidiyorlar…Sonra takımın eli ayağı bağlanıyor,
belini doğrultamıyor… Kimi amatörlere düşüyor, Kimi tarih olup gidiyor. Bakıyoruz şimdi,
TFF kulüplere sahiplenmeye çalışıyor. Her türlü imkanı sağlayarak adeta paraya boğuyor.
Har vurup harman savurmayan, denk bütçe yapan bir kulübün bugünkü imkanları çok iyi.
O söylediğimiz yıllarda, rekabet hırsı şimdikinin kat kat üstündeydi.
Bu da, hiç düşünmeksizin ister kasandan, ister borçlanarak harcamaya yöneltiyordu bazı illeri…
Gelir ise, sadece statlardaki maç hasılatı ve Spor-Toto’dan isim hakkı… Başka bir katkı yoktu.
Kalıcı gelir kaynağı bulamayan yöneticiler, hep cepten taktiği ile hem kendilerini, hem takımlarını bitirme durumuna getirmişlerdi.
Şimdiki imkanlarla, o yılların imkanları arasında dağlar kadar fark var.
Ben de, o yılları yaşamış, heyecanını tatmış, gidilmiyecek deplasmanlara gitmiş ve bu yüzden İLİNİN TAKIMININ “KOLİĞİ” OLMUŞ KİŞİ olarak hala İl adı taşıyan takımlara sempati duyuyorum, bu takımların hastasıyım.
İl takımı tutkunu ne kadar fazla insan olduğunu biliyorum.
İlinde yüksek liglerde bulunan başka takım olmasına rağmen illa “Takımım da Takımım” diyenler pek çok..
ETRAF “BELEDİYESPOR ve ÖZEL İDARESPOR” KAYNIYOR…
Kim bunlar? Devletin kurumları…
Kendilerine hak tanınan tüm imkanlarından faydalanılarak birer takım çıkarmışlar.
%90′ı amatör…
İllerdeki amatör takımlar arasında haksız rekabete sebep oluyor ve kimseler de “GIK” diyemiyor.
İŞTE BURADA BİR ÖNERİMİZ OLACAK..
Yukardaki kurumların ikisinin de spora ayrılan bütçeleri var. İster hepsini harca, ister bir kısmını tut…Bu harcama yasal…
İKİ SATIRLIK KANUN MADDESİYLE BU İŞLER HALLOLUR…..
İlin adını taşıyan takımların şu anlarda çoğunun durumu perişan ya…
İşte buna çözüm önerimiz… Yukarıda adını verdiğimiz kurumlar futbol yarışından vazgeçecekler. Denecek ki kanun maddesinde:
“Her ilin adını taşıyan kulüplere, belediye ve Özel İdaresi, spora ayırdığı bütçesini yansıtacak. Bunun için de o il takımının yönetim kurulunun en az %51′i mutlaka bu iki kurumun elemanlarından oluşacak. Geri kalanı o ildeki kulüpcülüğü bilen spor adamlarından olacak.”
Geçir bu maddeyi meclisten..
Bak il adı taşıyan takımlar (Başlarında resmi kurum insanı olduğu için) borçlanmadan, ayağını yorganına göre uzatarak nasıl kaliteli hale gelir…
Artı, TFF’nin şimdiki maddi desteğini aldığı zaman batıp çıkmadan iller arası o tatlı yarış yeniden başlar.
İKİ SATIRLIK KANUN MADDESİ BU İŞİ ÇÖZER…Ne dersiniz?
Sait AKSÖZ
|